Yakın Tarih Üzerinden Gelecek Okumaları / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

19.05.2019 12:58:10
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

Yakın Tarih Üzerinden Gelecek Okumaları

Yakın dönem cumhuriyet tarihi ile ilgili uzun bir zamandır “birinci elden”  eserler okuma konusunda arzum vardı. Bugüne kadar elime geçen kitapların çoğunun bendeki açlığı gidermekten uzak olduğunu da belirtmek isterim.

Bir süre önce almama rağmen daha yeni okuma fırsatımın olduğu M. Ertuğrul Düzdağ ’ın hazırladığı Ali Ulvi Kurucu-Hatırlar isimli 4 ciltlik eserin, bu konudaki açlığımı gidermede ciddi bir katkısının olduğunu belirtmek isterim.

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından itibaren toplumun ve devletin dönüşüm sürecini, bizzat bu sürece tanıklık eden birisinin dilinden, birçok tanığın da katkısının olduğu, hele hele hatıra türünden kaleme alınması hakikaten takdire şayandır.

Mustafa Sabri Efendi’den Mehmed Akif’e, Zahidül Kevseri’den İhsan Efendi’ye, Osmanlı’nın son döneminde devlette ve toplumda aktör pozisyonunda olan şahsiyetlerin bu süreçteki tecrübeleri, tanıklıkları, değişim sürecindeki sancıların anlatıldığı eser bu boyutuyla ufuk açıcı bir özelliktedir. Eser, özellikle yakın döneme ideolojik kaygılarla yaklaşanların çarpıtmalarını, yersiz tevillerini, önyargılı yaklaşımlarını da boşa çıkaran bir özelliğe sahiptir kanaatimce.

Bu dönemin en çok dikkat çeken şahsiyetlerinden birisi de şüphesiz Mehmed Akif ‘tir. Milli mücadeleye canını dişine takıp katkıda bulunan, kâh cami kürsüsünden vaazlarıyla, kâh yazdığı şiirlerle halka moral veren, mücadeleye teşvik eden Mehmed Akif, savaş sonrası oluşan atmosferden ve baskılardan dolayı ülkeyi terk etmek durumunda kalır. Yokluk ve hastalıkların pençesinde kalan ömrünün önemli bir kısmını Mısır’da geçirir.

Akif’in bu dönemdeki ruh halini anlamak, dönemi, dönemin elit kesimlerinin gelecek tasavvurlarını, ideal toplum anlayışlarını anlama açısından önemlidir. Yine Akif’in bu dönemdeki ruh halini anlamak, yönetim mekanizmasının sahip olduğu rengin toplumsal dönüşüm çalışmaları üzerindeki belirleyici etkisini de ortaya koymaktadır. Kitap, nerede ise baştan sona birçok şahsiyet üzerinden yaşanan tecrübeleri aktarmakta, gelecek okumalarına, tasarılarına önemli bir alt yapı oluşturmaktadır.

Akif, Mısır’da olduğu sürede Osmanlı’nın son Şeyhülislam’ı Mustafa Sabri Efendi, oğlu İbrahim Sabri Efendi, İhsan Efendi (Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası) ile arası sıra görüşür, hem memleket hasreti giderirler hem de içine düştükleri durum hakkında hasbihal ederler.

Kendi aralarında yer yer ciddi tartışmaların olduğu bu buluşmalarda İhsan Efendi, Akif’le ilgili şunları söyler: ”(İbrahim) Sabri Efendi, Akif Bey’in şiirine, şairliğine hayrandı.  Görüşü şudur: Türkiye şimdiki hale düşmeden önceki zamanlarda, Akif Bey, yandı yakıldı, ağladı, bizleri de ağlattı. Ama şimdi, millet daha fena hale düştüğü halde, sesini çıkarmıyordu… Ayrıca Sabri Efendi, muhalefet yaparken kendisine katılmadıkları için,  Akif’e ve diğerlerine kırgındır.”

Yapılan bu eleştirilerle ilgili Mehmed Akif bir sohbetlerinde İbrahim Sabri Bey’e şunları söyler: ”İbrahim Bey, ben yalan söylemem; Allah’ım şahiddir… Yeminim olsun ki, mecalim kalmadı; kendimi toparlayamıyorum. Bu yapılanlar bana çok ağır geldi. Perişanlığımın derecesini size şöyle anlatayım:  Secde-i sevihsiz namaz kılamaz oldum. Yahu namazda dalıp gidiyorum. Zihnim öyle perişan…”

Mehmed Akif,  Ahmet Naim’in vefatı üzerine Mustafa Sabri Efendi’nin Ahmet Naim ve mücadelesi ile ilgili bir yazı yazmasını talep etmesi üzerine ise şunları ifade eder:” Efendi hazretleri, ben yazmak istediğim birçok şeyleri yazamadım. Naim Bey için hiç yazamam. Naim deyince, zaten içimde bir yanardağ tütüyor. Naim Beylerle başımıza neler geldi yahu! “Bize Neler Oldu?” diye bir piyes yazmak istedim, Asım gibi… Ama olmadı.”

Mısır’da hanedan mensuplarının yaşadıkları,  yokluk içinde geçen hayatları, onlarca, belki yüzlerce ilim adamının yurt dışına çıkmak zorunda kalması, kalanların ise nasıl bir baskı ve takibata uğradıkları kitapta detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.

İbni Haldun “geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.” der. Son birkaç yıldır ülkemizin içine sokulmaya çalışıldığı cendereye yakın tarih okumaları ile daha sağlıklı bakılabileceği, ülkemizle ilgili bir gelecek inşasında bu okumaların hayati bir katkısının olacağını belirtmek isterim. Geçmiş yaşanmışlardan çıkarılacak dersler hem bugün alacağımız kararlarda ve göstereceğimiz duruşta hem de gelecek ile ilgili planlarımızda bizlere adeta yol haritası görevi görecektir.

Selam ve dua ile.

Kaynak: Üstad Ali Ulvi Kurucu, Hatıralar 2, Haz. M. Ertuğrul Düzdağ, Gonca Yayınevi-Med Kitap, Şubat 2018, İstanbul

Bu yazı toplam 1006 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Genç Diriliş Dergisi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.