BATAKLIĞA BATIRAN MECRALAR / Köşe Yazısı - Sarenur Çelik
Sarenur Çelik
Gençliğin gündemi her geçen gün değişmekte. Her yeni güne farklı bir akım ve magazin haberiyle uyanmaya başladım. Birkaç yıl önce arkadaşlarımın yeni mecralara girdiğini fark ettim. O dönemlerde içimde bir şey konuşmaya ve bana tavsiyeler vermeye başlamıştı. Verdiği tavsiyelerden bir tanesi “Sen de gençsin, onların girdikleri mecralara girip eğlenmelisin. Dünyaya bir daha mı geleceksin?” oldu.
Çevremde bu durum gittikçe normalleşince ve içimdeki sesin baskısı daha da artınca “Bir bakayım ortama.” diyerek yeni mecralarda ben de var olmaya başladım.
Sonrası mı?
Tam bir durum komedisi.
Gelin, o günlere beraber dönelim:
Ortaokulun son yıllarında yakın bir arkadaşım “Kanka, bu uygulamada insanlar dijital kitaplar yazıyor ve ücretsiz bir şekilde okuyor. Sen de indirsene, çok güzel kitaplar var.” dedi. Kitap okumaya olan ilgimin ve kitap fiyatlarının artması üzerine uygulamayı yükledim. İsteyen herkesin dilediği konuda kitaplar yazabildiği, ücretsiz olarak okuyabildiği bu uygulama kuruluş amacı olarak oldukça masum görünse de içindeki kurgu romanlarla sizi ütopik bir dünyaya hapsetmekte. Yazılan kitapların %95’inin kurgusu “yeni okula başlayan genç kızın okulun havalı çocuğuyla arasında geçenler, liseli gençlerin anonim olarak hoşlandıkları kızlara mesaj atmaları sonucu yaşanan olaylar, babası şirket yöneten gençlerin tamamen eğlence üzerine kurulu yaşamları, içki ve sigara içen karakterlerin çok havalı mükemmel ve olmaları” etrafında dönüp dolaşmakta. Bu ve bunun gibi konular ne yazana ne okuyana hayr getirir, tıpkı bana ve siz genç arkadaşlarıma getirmediği gibi… Bu uygulamadaki kitapları okuduğunuzda İslamî değerlere aykırı, Allah (c.c.)'un “haram” dediğini helalmişçesine normalleştiren, ‘kusursuz’ insanların bulunduğu, lisede hiç ders çalışmayıp tamamen gırgır ve şamatayla geçiren arkadaş gruplarının mükemmel üniversiteler kazandığı ve yine lisede ileride evleneceğiniz adamı veya kadını bulduğunuz ütopik bir dünyaya hapsolmaktasınız. Bu dünyaysa sizi gittikçe batılın bataklığına çekmekte ve gerçek dünyayla sürekli tezatlıklar yaşamanıza sebep olarak zorlukları aşma potansiyelinizi oldukça düşürmektedir. Bu tür masum görünen uygulamaları sorup soruşturmadan kullanmamak, kullandıysak bile aykırı durumlar fark ettiğimizde uzaklaşmamız en iyisidir. Her duvarının batılın rengiyle boyanmaya çalışıldığı dünyada Müslüman gencin çok dikkatli olması ve tuzaklara kanmaması esastır.
Başka bir sorunlu mecrayı, farklı bir hatıram üzerinden inceleyelim:
Sıcak bir yaz günü beni ziyarete gelen aynı arkadaş “Hepimiz bu uygulamadayız Kanka, çok güzel efektlerle fotoğraflar çekiyor, birbirimize komik videolar atıyor, mesajlaşabiliyoruz. Sen de yüklesene.” dedi. “Bütün arkadaşlarım kullanıyorsa güzel olmalı.” diye düşünerek uygulamayı yükledim. Böyle sarı kapaklı, değişik değişik efektlerle sizi garip garip pozlar vermeye teşvik eden, çektiğiniz her şeyi arkadaşlarınıza atmanızı tavsiye eden acayip bir uygulama. Bakmayın şimdi böyle dediğime, ilk indirdiğimde arkadaşımın bana Hac bileti satın almışım gibi baktığını görünce çok güzel bir uygulama olduğunu düşündüm. Uygulamayı biraz öğrendikten sonra baktım ki arkadaşlarım her gittikleri yeri, yedikleri yemeği, giydikleri elbiseyi, çay içtikleri bardakları, suyu nasıl içtiklerini paylaşıyor; kendi kendime “Normal olan budur.” diye düşünerek ben de bir şeyler paylaşmaya başladım. Bir paylaştım, iki paylaştım derken bütün yaşamımı arkadaşlarımın telefonuna göndermeye başladım. İşin ilginç yanı “Şunu da paylaşayım, bunu da paylaşayım. Şu efekt güzelmiş, bir de bununla fotoğraf çekip paylaşayım.” derken her şeyi paylaşır, paylaşmazsam eksik hisseder oldum. Bir kısır döngüye girdiğimi ve uygulamanın bana salt zarar verdiğini fark edince uygulamayı, tekrar yüklememek üzere sonsuza kadar sildim. Uygulamanın Müslüman gençlere verdiğini fark ettiğim en büyük zarar ise Allah (c.c.) bize Kur’ân'da “Birbirinizin gizli hâllerini araştırmayın.” buyururken, bizlerin kendi gizli hâllerimizi başkalarıyla paylaşıp bu durumu normalleştirecek kadar batılın bataklığına saplanmamız oldu…
Sarı kapaklı uygulama vakasının üzerinden bir miktar zaman geçtikten sonra bu sefer de arkadaşlarımın sezon sezon dizi izleyip izledikleri dizileri birbirlerine anlattıklarını ve tasviye ettiklerini gözlemledim. Arkadaşlarım, dizi ve filmleri Tavaf etmeyi anlatır gibi anlatınca merak ettim ve çok meşhur olan birkaç tanesini izlemek istedim. Bu dizileri hepinizin duyduğu birkaç platform üzerinden belli bir ücret karşılığında izleme imkânınız vardı. Çok bilinen bir platformu yükledim ve dizileri incelemeye başladım. Dizilerin içeriğine göz atacak olursak; liseli bir genç adamın bir gece ormanda bir kurt tarafından ısırılması sonucu ‘kurt adama’ dönüşebilme özelliğini kazanması etrafında dönen olaylarla sezon sezon dizi çekilmiş ve bize de “Para ödeyip bunu izleyin.” denmiş… Dizinin gittikçe saçma bir hâl alması, bana hiçbir şey katmaması ve aykırı durumları normalleştirme çabaları sonucunda diziyi bıraktım. Başka bir diziyi incelemek istedim, bu seferkinin bölümleri de yeni bir okula başlayan genç kızın vampir bir aileyle tanışması sonucu yaşanan saçma sapan olaylarla tam 4 bölüm ve 8 saat boyunca çekilmiş. Olayların saçmalığı ve rahatsızlık vermesi sonucu o diziyi de bıraktım… Bilim kurgu, drama, komedi, aksiyon, gizem gibi konularda birçok film ve diziyi inceledim, vardığım sonuçsa şu oldu: platformdaki dizi ve filmlerin %99’unda ya içki ve sigara ya eşcinsellik ya haram ilişkiler ya argo kelimeler kullanılmış ve bunlar çok normalmiş, olması gerekenmiş gibi zihin dünyamıza aşılanmaya çalışılmış…
Ben dizi ve film izlemeyi çok seven bir insanım ama kendi kültür ve medeniyet değerlerime uygun olanları severim. Hepinizin bildiği, çok meşhur olan dizi ve film platformları ise içerdikleri konular ve amaçları gereği hiç de masum değiller. Tamamen batıl sistemin ürünü olan, düşüncelerimizi Allah (c.c.)’un kanunlarının tersi yönde şekillendirmek isteyen ve bunun için bizden paramızı alan bu platformlardan uzak durmalı, kullananları ise şiddetle uyarmalıyız. Yoksa içimizdeki imanı kaybeder, batılın bataklığına batarız…
Bu kötü tecrübelerim sonucunda acı bir durumun farkına vardım:
Bir toplumun değerlerini yok etmek isterseniz o toplumun gençleri üzerinden çalışırsınız çünkü yarının toplumunu bugünün gençleri oluşturur. Batı, İslamî değerleri yok etmek için bugünün gençlerine bu platformları iyi reklamlarla çok havalı gösterip hem medeniyet kimliğimizi hem de paramızı sömürmekte. Kendi değerlerine uygun uygulamalar üreterek bizleri dar ve ütopik bir dünyaya sığdırma çalışmaları içerisinde çünkü gençler İslamî değerlerle büyür ve yarının toplumunu oluşturursa Batı’nın bütün çıkarlarına zarar verir. İslamî değerlere sahip çıkan bir toplum; sömürgeciliği reddeder, kardeşlerinin onlarca yıldır zalimce katledilmesine sessiz kalarak bir destekçiye dönüşmez, tarihini doğru bir şekilde araştırarak kimin dost kimin düşman olduğunu iyi bilir, sıkı çalışarak ülkesini geliştirmek için çabalar ve en önemlisi kendisine aşılanmaya çalışılan aykırı değerleri, modern putları sorgular ve Allah (c.c.)’un razı olmadığının bilinciyle hepsini reddeder.
Genç kardeşlerim, arkadaşlarım, dostlarım!
Sorgulayın; size öğretilen her bilgiyi, üretilen her yeni uygulamayı, çok izlenen her diziyi, moda olan her giyim tarzını, putlaştırılmışçasına övülen bazı insanları, son 100 yılınızı çok ama çok iyi sorgulayın! Siz sorgularsanız, ben sorgularsam, bu ümmetin gençleri sorgularsa hakikatin ve üzerimize kurulan türlü oyunların farkına varabiliriz. Bizler, hak dinin evlatlarıyız; gelmiş geçmiş en büyük medeniyetin çocuklarıyız. Biz Hz. Muhammed (s.a.v)’in ümmeti, İslam’ı bu dünya üzerinde yeniden yükseltecek olanız.
Çok okuyun, çok sorgulayın ve çok çalışın çünkü batılın hâkimiyetini ancak çalışarak bitirebiliriz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
- BATAKLIĞA BATIRAN MECRALAR27 Şubat 2024 Salı 16:05
- Muhammed PolatASILLARIN ASLINA DÖNÜŞ:DİRİLİŞ
- Akif Akman “HİÇ ŞÜPHESİZ BATIL SÜREKLİ YOK OLUCUDUR”
- Zehra AkgülYAŞAYAN ÖLÜLER VAR MIDIR ACABA?
- GERÇEK EDİTÖRİMTİHAN MI DEDİNİZ?!
- Evin KayaKALEMİ KAMBURLAŞAN ŞAİR: AHMET SEZAİ KARAKOÇ
- Nazlı ŞahinMEVZU FİLİSTİN Mİ YOKSA KAHRAMAN OLMAK MI?
- Bilal AKGÜLSELAHADDİN OLMA KENDİN OL
- Tuana Gümüş KAYBOLMUŞ GENÇLERE
- Sümeyye Sultan YıldırımMÜSLÜMAN GENÇ KIZLARA KİTABI TAHLİLİ
- Sarenur Çelik BATAKLIĞA BATIRAN MECRALAR
- EDİTÖREDİTÖR'DEN
- Rabia Tuana BakırcıOKUYUP VARIYORUM
- Betül ÜlküANTİBİYOTİKLER
- Tuana GümüşMÜSLÜMANCA (KÖKLÜ) DEĞİŞİKLİK
- Salih ESKİTAŞAYNI DÜNYADA YAŞAMAK
- Bilal KarakurtBİZE HEYECANLI ADAM LAZIM
- Firdevs Berfin AkgülSİYONİZM VE KÖKENİ
- MOLLA NÛRANİBİR İSLAMCI'NIN GAZETELERLE İMTİHANI
- Melek BellibaşDÜNDEN BUGÜNE FİLİSTİN VE BOYKOT
- Zeynep KarakurtMÜSLÜMANLARIN DNA'SI: DİRİLİŞ NESLİNİN AMENTÜSÜ
- ANCUZÎSOFİ AHMET'İN KULAKLARI ÇINLASIN
- BAŞYAZIELEKLERDEN ELENECEKSİN
- Ayşe Zehra HanDEVRİMCİ BİR MEKTEP: NECİP FAZIL KISAKÜREK
- Sümeyye Sultan YıldırımÖZGÜRLÜĞÜMÜZE
- Ömer Faruk KaplanToplumun Dinamikleri
- Furkan KayanGazali'nin Ahlâk ve Eğitim Anlayışı
- Harun KaraaslanoğluBUZ DAĞININ ŞAİRİ: CAHİT ZARİFOĞLU
İMSAK | GÜNEŞ | ÖĞLE | İKİNDİ | AKŞAM | YATSI |
04:22 | 05:44 | 11:45 | 14:58 | 17:34 | 18:49 |