KALEMİ KAMBURLAŞAN ŞAİR: AHMET SEZAİ KARAKOÇ / Köşe Yazısı - Evin Kaya

11.06.2024 19:30:42
Evin Kaya

Evin Kaya

Bu yazı, Genç Diriliş dergisinin Şubat 2024 tarihli 16. sayısından alınmıştır.

 

Yedi Güzel Adam’ın altıncı temsilcisi, ikinci yeni akımının uç beyni, mütevazi kişiliğiyle edebiyat dünyasında her daim ayrı bir yerde bulunan, genç edebiyatçıların ilham kaynağı olan, eserleriyle kuşağının en iyi şairleri arasında bulunan, ümmetin derdini kalemiyle sırtlayarak İslam medeniyetinin yeniden dirilmesi için kalemini kamburlaştıran Ahmed Sezai Karakoç; 1933 yılının Ocak ayında, Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğmuştur. 

Annesi ev hanımı, babası orta hâlli bir tüccar olan Güzel Adam Karakoç, çocukluğunu ve okula başladığı ilk yıllarını Ergani’de geçirmiş, eğitimine Maraş Ortaokulunda ve Gaziantep Lisesinde devam etmiştir. Lise döneminin sonuna geldiğinde 14 yaşında tanıştığı Büyük Doğu dergisine güçlü bir hayranlık duymaya başlamış; İslam’ın sesinin kısılmaya çalışıldığı, ezanın Türkçe okunduğu o dönemde İslam'ı sahiplenen bir dergiye ve sahibine güçlü bir bağlılık hissetmiştir. 

 

Üniversite eğitimini İstanbul'da almak istemiş, burs imkânlarını araştırmak için İstanbul'a gitmiştir. İstanbul'dayken Necip Fazıl Kısakürek’le tanışma arzusu büyümüş, tanışabilmek amacıyla Büyük Doğu idarehanesine gitmiştir. O sıralarda Ankara'da bulunan Necip Fazıl; idarehaneye döndüğünde dergiye yardım etmek için çalışan Sezai Karakoç’la tanışmış, davasında samimi ve azimli bu genci birçok üniversite öğrencisinin katılıp sohbet ettiği Moda’daki evine davet etmiştir fakat Karakoç Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakültesini burslu olarak kazanması sebebiyle İstanbul'dan ayrılmak zorunda kalmıştır. Buna rağmen Üstadıyla iletişimi asla kopmamış, Yedi Güzel Adam’ın diğer üyeleriyle birlikte sık sık görüşmüş ve gittikçe artan bir bağla ümmetin derdini birlikte sırtlamışlardır. 

 

Siyasal Bilgiler Fakültesiyle başlayan üniversite öğretimini Maliye Bölümünden mezun olarak bitirmiş, Maliye Bakanlığı Hazine Genel Müdürlüğüne memur olarak atanmıştır. Memuriyet yıllarında hem Üstadıyla iletişimine devam etmiş hem de daha aktif çalışabilmek için Diriliş yayınları ve Diriliş dergisini kurmuştur. İlerleyen yıllarda Diriliş dergisiyle birlikte Büyük Doğu dergisi, Hamle dergisi, Milli Gazete, Yeni İstanbul gazetesi gibi birçok yayın organında yazıları yayımlanmıştır. 

 

1965 yılından 1973’e kadar 2 kez istifa etmiş, 1973 yılından sonra hiçbir resmî görev almamıştır. 1990 yılına gelindiğinde “güller açan gül amblemiyle” Diriliş Partisini kurmuştur. 7 yıl partinin genel başkanlığını yürütmüş ancak parti 2 kez genel seçimlere katılmadığı için kapatılmıştır. 

 

Yazı hayatına aralıksız devam etmiş, edebiyat camiasının sayılı isimlerinden birisi olmuştur. Bunun temel sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:

 

• Geleneksel yapısı itibariyle metafizik bir anlayışa sahip Türk şiiri Tanzimat’tan sonra değişmiş; Ahmet Hamit, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Kutsi Tecer gibi sayılı şairde metafizik anlayış devam etmiş fakat bu metafizik onların şiir anlayışını tam olarak açıklayamamıştır. Sezai Karakoç, Türk şiirini modern şiirin diliyle metafizik bir esasa oturtmayı başarmış bir şairdir.

 

• Eserlerini büyük bir bilgi birikimiyle kaleme almıştır.

 

• Sözleri ile birçok genç edebiyatçıya ilham kaynağı olmuştur.

 

• Eserlerinde yeni biçim araştırmalarına, farklı imgelerle kendine özgü, mistik ve İslamî bir içeriğe yer vermiştir.

 

• Eski Türk Uygarlıklarına ilişkin değerlerle çağdaş bir kişilik oluşturma düşüncelerini işlemiştir. 

 

Yazı hayatı boyunca yaklaşık 60 eser kaleme almış, bu eserleriyle Erdem Bayazıt, Mehmet Akif İnan, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Alaeddin Özdenören’in (Yedi Güzel Adam'ın diğer üyeleri) ve birçok yazarın kaleminde, düşünce dünyasında derin ve anlamlı izler bırakmıştır. 

 

Bu derinlik Diriliş Neslinin Amentüsü, İnsanlığın Dirilişi, Diriliş Muştusu, İslam'ın Dirilişi, Yitik Cennet, Varolma Savaşı gibi birçok eserde karşılaştığımız “Diriliş” kavramıyla yakından ilgilidir. İslam ülkelerinin ve Müslümanların Batı’nın şatafatına özenmeyi bırakıp kendi kültür ve medeniyetlerini araştırmalarını, gerçek tarihlerini öğrenmelerini ve kendi sistemlerini kurmayı anlatan bir kavramdır Diriliş. Diriliş toplumunun amacı süs ve şatafattan arınarak İslamiyete yeniden yaklaşma, tembelliğin nefsin yatağı olduğunu bilerek ilim öğrenebilmek için çalışmanın sonucunda bilim ve teknolojide yeniden yükselerek, Batı’ya olan maddi ve ruhi bağımlılığımızı terk etmek, kendi kaynaklarımızı üretebilmektir. Özetle diriliş, İslam ümmeti olarak her alanda yeniden doğuşumuz, büyüyüşümüz ve yükselişimizdir. 

 

Diriliş toplumu her Müslümanın ortak amacı olmalıdır, bu amacı gerçekleştirmek için Sezai Karakoç Külliyatı bütün kardeşlerimin okuması ve istifade etmesi gereken nadide bir koleksiyondur.

 

Karakoç’un eserleri, her Müslüman için karanlık yola yakılan mum gibidir. Her yazısında Müslüman’a farklı bir bilinç kazandırır, şiirleriyle bu bilinci destekler. Edebiyat camiasında en iyi şiiri Mona Roza olarak bilinse de benim fikir dünyamda en iyi şiiri aşkın asıl sahibine yazılan, dünya sürgününe veda ederek derin bir özlemle sevgiliye kavuşmayı dileyen satırların olduğu “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” şiiridir.

 

“Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır

 Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır

 Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır

 Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır”

 

Sezai Karakoç başarılı külliyatı sebebiyle birçok ödüle layık görülmüş fakat bu ödülleri kazanırken medyadan her daim uzak olmuştur. Mütevazi kişiliği ve davranışlarıyla eserlerini kaleme almasının sebebini tanınmak olmadığını, İslam ümmetini diriltmek olduğunun mesajını vermiştir. Kazandığı ödüllerden birkaçını söylemek gerekirse:

 

1982 Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü

1988 Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü

1991 Dünya Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü

2006 Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü

2011 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü 

 

Yazmaktan kalemini kamburlaştıran, yaşamını ümmetin yeniden dirilmesine, Diriliş Toplumunun kurulmasına adayan, bunun için en çok gençlere görev düştüğünü belirten ve İslam’ın gençlerin omuzlarında doğduğu gibi yine gençlerin omuzlarında yükseleceğine imanı tam olan Ahmed Sezai Karakoç takvim yaprakları 2021 yılının Kasım ayını gösterdiği bir sonbahar sabahı yaşlılığına bağlı olarak evinde geçirdiği kalp krizi sonucunda dünya sürgününe veda etmiştir. 

 

Allah kendisinden ebeden razı olsun, biz gençlere İslam’ı omuzlarımızda yeniden yükseltebilmeyi nasip etsin.

 

Kalemimiz yettiğince bu usta şahsiyeti anlatmaya çalıştık. Kalemi daha fazla yormadan yazımızı Karakoç’un şu meşhur sözüyle sonlandıralım:

 

“Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun; inananlar için bir Nuh’un gemisi vardır…”

Bu yazı toplam 509 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Genç Diriliş Dergisi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.