İMTİHAN MI DEDİNİZ?! / Köşe Yazısı - GERÇEK EDİTÖR

Kıymetli Editör kardeşim “imtihan” diyor son zamanlarda sitedeki bir kısım yükleme eksikliği için. 

Kimi zaman olabiliyor. Kimi zaman içine girdiğimiz imtihan labirentleri İslami Hareket için ortaya koymamız gereken adımları atmamızı engelleyebiliyor. Yürümemiz gereken yolu yürümemize set çekebiliyor.

Ben derim ki sevgili kardeşlerim, asıl olan imtihanlarımızı verirken davanın ve ilkelerin neresinde durduğumuzdur? Aslında davaya, İslami Hareket’e bağlılığımız, imtihanların bizleri dört bir yandan kuşattığı, zeminin kaygan olduğu zamanlar kadarıdır.

Hayat kaynağımız Kuran’a ve rehberimiz Muhammed (s.a.v.)‘e bakar mısınız? Savaşın ortasında, zorlukların zirvesinde, düşmanın oklarının artık kalplerinden vurma menziline girdiği bir zamanda dahi nasıl da dik bir duruş sergilemiş, davanın sancağını bir an olsun ellerinden bırakmamıştır.

Uhud’u hatırlayın, mağarayı, sonra boykot yıllarını… Efendimiz (s.a.v)’in ve sahabesinin davaları için destansı direnişini, sebatını, teslimiyetini, sadakatini hatırlayın.

Mü’minin davası 7/24 tür. Biz büyüklerimizden böyle gördük. Davanın büyüklerinden. Seyyid Kutub’tan mesela… Bilge Kral’dan, İmam Şamil’den, Kudüs’ü fethedene kadar yüzünde mutluluk nağmeleri görmediğimiz Selahaddin’den… 

Şüphesiz imtihanın içinde imtihanın olduğu, öncelikli imtihanlar silsilesi ile muhatap olduğumuz zamanlar vardır ve âlimlerimiz öncelikler fıkhı diye bir fıkıh belirlemişlerdir.

Öncelikler fıkhı önümüze neyi koyarsa koysun, her daim sabit, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez sorumluluklarımız vardır ve bu işlerde aksama olamaz. Tıpkı namaz gibi, tıpkı oruç gibi… Davet ve tebliğ bu zamanda her daim sabit bir gündem olması gerekir mesela. İlim öğrenmek, hikmete talip olmak mesela… Sayıları arttırılabilir. 

Buna mukabil çok sayıda vazifemizin olduğu da vakidir. Ve kısıtlı bir zamanda bu vazifelerimizi yerine getirmemiz gerektiği de…

İslamî Hareketteki görevlerimiz daimidir. 

İhmale gelmez, unutmaya hiç gelmez. 

Hayat labirentlerinin içinde en önde olması gereken, her daim el üstünde olması gereken, davadır, davanın salahiyetidir. 

Davanın bir kenara bırakıldığı, eylemlerin dondurulduğu, fikirlerin buzdolabına hatta derin dondurucuya konulduğu durum ve kişilerde hareket bilinci körelir, cıvata laçkalaşır. Bu böyle biline.

Şüphesiz takatsiz kaldığımız durumlar da olacaktır. Nefessiz kaldığımız dönemler… Bütün bunlara rağmen ayağa kalkacak olanlar, zorluk düzeyi ne olursa olsun davaya bağlı olanlar, dava üzere sebat edenler olacaktır.

Kaypaklarda bu olmaz mesela… Rüzgârın esiş yönüne kendini kaptırıp dava adamı kesilenlerde hiç olmaz. Kıbleleri dünyalık olanlar hakeza…

İmtihanlarımızı yaşayalım eyvallah. Bazı özel durumlarda imtihanların yoğunluğu bizi pes etme aşamasına getirebilir. Ama unutmamak gerekir ki, ancak fedakârlığın zirvesi cennet elde edilebilir. Kâfirin sırtı yere vurulabilir. Peygamber’e (as.) yakışır bir mümin olabiliriz.

gencdirilisdergisi.com kökleri derinlerde, dalları gökyüzüne serpilmiş bir çınar mesabesindedir. İslami Hareket’in mümbit bir mevzisidir. Özelikle genç kardeşlerimizin kana kana beslenmeleri gereken, ab-ı hayat hükmünde bir pınardır, bir mücadele kalesidir. İhmale gelmez. Geri plana atılamaz.

gencdirilisdergisi.com mevcut şartlarda öncelikler fıkhının en önde gelen çalışmalarından biridir. Nefes alındığı sürece gayretin eksik olmaması gereken bir cehd alanıdır.

Gelecek inananlarındır. Mücadeleyi bir hayat düsturu görenlerindir. İmtihanın en zor anında dahi İslamî çalışmalardaki görev ve sorumluluklarını hakkıyla ifa edenlerindir. İslamî sorumluluklarını ihmal edecek her şeyden ama her şeyden uzak duranlarındır..