
Arkadaşlıktaki Saadet Üzerine
Bir fotoğraf karesi, zihnimde daha önce varolan düşüncelerle birlikte, farklı soru işaretlerinin oluşmasına ve bir süre önce aldığım ama okuma fırsatı bulamadığım Wilhelm Schmid’in “Arkadaşlıktaki Saadete Dair” kitabını okumaya yöneltti.
Aynı karakterlerin mi yoksa zıt karakterlerin mi birbirini çektiği meselesi tartışıladursun bunun yarattığı sonuçların kişilerin hem davranışlarına hem de düşüncelerine etkide bulunduğu inkâr edilemez bir gerçektir.
Aslında buraya kadar bir sorun yok… Yine “arkadaşsız kalan bir ruh yoksul düşer, yalnızlığın ümitsizliğine batar. Hatta yaşama duygusunun önemli bir kısmını, arkadaşlık içinde idrak edebilirsiniz.” Ve yine “ufkun daraldığında onu genişletir, benim göz önüne almadığım düşünceleri, bakışaçılarını sunar bana. Hayırhay fakat uyanık dikkatiyle, kendi benliğimin asli noktalarını korumama, böylece iç tutarlılığımı ve kendime ilişkin anlam duygumu muhafaza etmeme yardımcı olur.”
Şahit olduğum fotoğraf karesi bilinçaltının veya sahip olunan ortak (benzer demek daha mı uygun olurdu) hislerin de arkadaş edinmede diğer etkenlere baskın çıkabildiği kanaati oluşturdu bende. Bilinçaltında oluşan hayat tasavvurunun arkadaşlık seçimlerinde çekim özelliği gösterdiği ve yine bazen uygulamada tersi söylense bile (ya da farklı bir kılıfa bürünse bile) sahip olunan benzer hisler kurulan arkadaşlıklarda etkili olmaktadır.
Bunun toplumsal hareketlerde de bu konunun bir karşılığının olduğu kanaatindeyim. Zıt dünya görüşlerine sahip olmasına rağmen benzer yöntemlere başvuran hareketlerin sahip oldukları benzer hisler, üzerinde durulmaya değer bir konudur. Bu ayrı bir yazı konusu, geçelim.
Arkadaş, ufuktur bir yönüyle. Geleceği inşa ufku... Yürünen yolun bilincinde olan, sahip olunan bilinci yürünen yolun ruhuna işleyen bir ufuk. Ya da bir işaret taşı...
Nebevi düstur: Kiminle arkadaşsan onunla haşr olursun. Bundan dolayı da her arkadaşlık bir özen, bir rikkat, bir estetik ister. Hayatın her ayrıntısını ciddiye alan bir hassasiyet… Çünkü “aslında herkes bütün hesapların uzağındaki hakiki arkadaşlığın düşünü görür; başkaları ruhuma dokunsun, ben de başkalarının ruhuna dokunayım ister.”
Arkadaşlık, içine dönmektir aynı zamanda. Kelimelerine içinde şekil veren, sadece şekil değil bir ruh da veren. Biline ki “ancak kendine dönüp bakarak, başkalarına dönüp bakma kabiliyetini edinir insan.” Çok yönlü bir mutluluk tecrübesidir arkadaşlık aynı zamanda.
Ruhunu kaybeden dünyanın yeniden ruhunu kazanmasının bir ön koşuludur arkadaş. Öyle ki “depresif benliğin çektiği dünya ağrısını lafla gidermeye çabalaması da gerekmez, duyguları ve düşünceleriyle onun yanında olması yeterlidir. Depresif olma durumunda duygularla düşünceler yoğun hareket halindedir ve insana bu halini biraz anlatabileceği bir arkadaştan daha iyi gelecek bir şey yoktur.”
Arkadaşlıkta temel bir ölçü ya da hakiki bir arkadaşın belirgin davranış şekli: “Herkes bir arkadaşın acısına ortak olabilir, fakat bir arkadaşın başarısındaki mutluluğu paylaşmak için soylu bir karaktere, gerçekten hakiki bir bireyci karaktere sahip olmak gerekir.” (Oscar Wilde). Bir kriter belirlemek zor olsa da arkadaş kavramının içinin ne kadar doldurulabildiği konusunda vurulabilecek bir mihenk taşıdır da bu aynı zamanda.
Peki, bunu nasıl elde edebiliriz: “Bir tarafın kendine her tür kibri yasaklayarak, öteki tarafın kendi benliğinin değerini daha iyi bilerek bu eğilime karşı durmaya çalışabiliriz, çünkü kıskançlığın özellikle insan kendi koşullarıyla ilgili memnuniyetsizlik duyduğunda ortaya çıktığı” bir gerçektir.
“Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyliyeyim” bilinci ile kurulan her arkadaşlığın bir ruhunun olduğundan, bir ideale kaynaklık edeceğinden bahsedilebilir. Bunun yanında sahip olduğu idealle, kurduğu arkadaşlıklar arasında bir tutarsızlık belirtisi, izleniminin olduğu her durum, inşaa edilen duvardaki bir gediğe işarettir. Süreç ya arkadaşlığı ya da ideali ortadan kaldırır. Bu konudaki tecrübeler genelde ikincisine işarettir. Vesselam.
Kaynak: Wilhelm Schmid, Arkadaşlıktaki Saadete Dair, Çeviren: Tanıl Bora, İletişim Yayınları, 2015, İstanbul