SURNAME -ŞUHEDA EKİN

Tarih yahut geçmişimiz bize yaşanmışlıkları gösterdiği kadar yaşanacakların da habercisi olmakta, geleceğimize dair ipuçları taşımaktadır. Kimimiz bu işaretlere yabancı kalırız. Güç arayışımıza sebepler dillendirerek bizden öncekilerin uğruna canlarından oldukları hırsın kaynak bulduğu noktayı es geçeriz.
Bir amacımız var değil mi? Bulunduğumuz iş yerinin patronu olmak, ortamın en gözdesi olmak, bir üst mertebeye ulaşmak, insanlara üstünlük sağlamak, istediği her şeyi yaptıracak konumda bulunmak ama bunları masum masallar gibi, bir gereklilik gibi anlatmak, asıl niyetimizin üstünü örtmek. Hırsa hapsetmek kendimizi ve kimliğimizi "ben" dışındakiler ile tanımlamak. Savaşlar doğuran, yıkımlar yaratan sebepler değil mi bunlar? Değil devleti, kendini bile yönetemeyen biz insanların elde ettiği üç beş başarı ile övünüp durduğumuz fakat kibre kapıldığımızın ve hırs ile davrandığımızın farkına varmadığımız durumlar bunlardan köken almıyor mu? Defterdar ve Kazaskerin vezirlik makamı için bin bir hileye başvurarak, oyunlar çevirerek aldığı canları hiçe sayan gerçekler bugünün modern toplumunda da kendini göstermiyor mu dersiniz? Allah'ın insan tabiatına yerleştirdiği iyilik ve kötülüğe, kötülükten taraf tutarak yeniliyoruz. Bahaneler, suçlamalar, art niyetler nihayetinde başıbozukluğumuzla sonuçlanıyor. Hırsın ve kibrin aralıklı kapısından giriyor, bize kendimizi tertemiz gösteren gözlüklerle ömrümüzü heba ediyoruz. Hülasa kısa yaşantımız bizleri sürekli bir şeyler elde etme çabasına sürüklüyorken bir saat için dahi olsa şu cam ekrandan sıyrılmalı ve hayatımıza bir bakmalı diyorum bu sefer hangi yanlışımıza bahaneler ürettik diye sormalı. Dönelim kitabımıza:
Mesleği saatçilik olan bir ailenin ikiz çocukları Nasrettin ve Nusrettin'in evleri kundaklandıktan sonra kaybettikleri anne-babaları ve kardeşlerinin intikamını almak için dönemin defterdarı ve kazaskerine karşı giriştikleri mücadeleyi anlatan kitabımız sürükleyici anlatım ve merakları celbeden kurgusuyla okuyucuyu içine çekiyor. Dahi karakterimiz Nusrettin, kardeşine pek düşkün Nasrettin, onların can dostu zeki arkadaşları Şaban, anneleri gibi onları koruyup gözeten Dobra Hatun, Nasrettin'in görür görmez aşık olduğu, Kazaskerin'in kızı güzel Visal Banu ile özdeşlik kuracağınız, onlar ile üzüleceğiniz ve sevineceğiniz uzun soluklu buram buram tarih kokan romanı okumak isteyenlere pişman olmayacaklarını söyler, herkese iyi okumalar dilerim.
Derleyen: Şuheda Ekin

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İMSAK | GÜNEŞ | ÖĞLE | İKİNDİ | AKŞAM | YATSI |
04:22 | 05:44 | 11:45 | 14:58 | 17:34 | 18:49 |