SELAHADDİN OLMA KENDİN OL / Köşe Yazısı - Bilal AKGÜL

14.10.2024 22:25:33
Bilal AKGÜL

Bilal AKGÜL

 Filistin’deki zulmü anlatacak ne kelime kaldı ne de mecalimiz... Kelimelerin tükendiği, gözlerdeki yaşın kuruduğu zamanlardan geçiyoruz. Televizyonda haber seyretmeye utandığımız,  Filistin deyince boğazımızın düğümlendiği bir süreçten geçiyoruz.

Bizden bir parçanın bu kadar zulme uğraması, dünya yöneticilerinin bu kadar pervasız olması şüphesiz hepimizi bir şeyler yapmaya itiyor… 

 

Eylem ve yürüyüş deyince, boykot deyince ya da Filistin’le ilgili bir program, bir konferans ismi kulağımıza gelince ani bir refleksle kendimizi o ortamın içinde buluyoruz.

 

Filistin’le ilgili her şey ama her şey kendisine çekiyor bizi, “Biz bir bütünün parçalarıyız, ayrımız gayrımız olmaz” dercesine.

 

Bu minvalde attığımız her slogan, katıldığımız her eylem, boğamıza düğümlenen her kelime kıymetlidir şüphesiz. Kardeşlik hukukunun gereğidir. “Var” olmanın mütevazı bir nişanesidir.

 

Her eylemimiz gibi her kahramanımız da şüphesiz kıymetlidir.

 

Selahaddin kıymetlidir. Ahmet Yasin baş tacıdır. İzzettin el Kassam gururumuzdur. Ebu Ubeyde bizim için yaşayan kahraman…

 

Unutmamamız gereken bir şey var ama.

 

Her kahramanımız kendi kulvarında telafisi mümkün olmayan, boşluğu doldurulamayacak bir yere sahiptir. Alternatifi olmayan bir potansiyele…

 

Hatırlayınız, Selahaddin’i Kudüs fatihi yapan, bir marangozun Kudüs’ün kurtuluşu için ortaya koyduğu samimi duygularla yola revan olduğu ahşap mihrap yapma çabasıdır.

 

“Ben Kudüs’ün kurtuluşu için ne yapabilirim?” sorusuna “Marangozluk dışında elimden bir şey gelmeyen biri olarak Mescid-i Aksa’ya bir mihrap yapabilirim” der. Bu çabasını hafife alanlara şu cevabı verdiği rivayet edilir: ”Ben bir marangozum, Elim kılıç tutmaz. Kudüs için yapabileceğim en iyi şey, en iyi bildiğim işle ilgili olabilir. Mescid-i Aksa’ya bir mihrap yapacağım. Biri de gelir onu yerine yerleştirir.” Marangozun hikâyesi kulaktan kulağa yayılır. Rivayet o dur ki bunu duyan 6-7 yaşlarındaki bir çocuk: ”O mihrabı yerine ben yerleştireceğim.” der. O çocuğun adı Selahaddin’dir.

 

Bütün samimiyetimizi ortaya koymalıyız. Bütün yeteneklerimizi, saklı olan ne kadar becerimiz varsa hepsini ortaya koymalıyız. Ama hepsini… Unutmayalım ki ancak “niyet hayr olursa akıbette hayr” olur. 

 

Allah gücümüzün yetmediği konularda ancak en derin duygularla, bütün samimiyetimizi eylemde ortaya koyduğumuzda bize yeni kapılar açacak, zaferler nasip edecektir. Allah her daim kuluyla birliktedir çünkü. Allah, kulunun muzafferiyetini arzular her daim.

 

Dedik ya bir marangozdur aslında Selahaddin’i ortaya çıkaran. 

Yeni Selahaddinler için marangozun samimiyetini, dava bilincini kuşanacak kişilere ihtiyaç var çokça.

 

Çok sayıda meslek erbabının yüreğinde Kudüs’le sabahladığı kavi bir duruşla ancak Kudüs yeniden bizim olur. Çok sayıda yaralı yürekle…

 

Selahaddin çıktı ve potansiyelinin gereğini cesurca ortaya koyarak yapabileceğinin en iyisini ortaya koydu ve görevinin gereğini yaptı.

 

Ya sen sevgili dostum! 

 

Sen de potansiyelinin gereğini cesurca en iyi bir şekilde ortaya koyduğunu düşünüyor musun? Yapabileceğinin en iyisi neyse onu. Ama sadece onu…

 

Öğretmensen, talebelerine Kudüs bilincini en hikmetli bir şekilde anlatabilirsin mesela. Tarihin dava bilinci üzerindeki etkisi ile birlikte. Bütün talebelerinin kalbine Kudüs’ü nakşedebilirsin. Bir Kudüs inşa edebilirsin her minik yürekte. Sonra bunlardan biri çıkar Selahaddin olur.

 

Esnafsan, boykotu kuşanabilirsin nefes alabildiğin her yerde. Her yerde Kudüs’ün kurtuluşu için yaptığımız alışverişin de cihadın bir parçası olduğunu, alışverişimizin kime kurşun olarak gittiğinin muhasebesini yapmamız gerektiğini anlatabilirsin. Yaptığın alışverişle zarar verebilirsin düşmanın cephanesine. Sonra bunlardan biri çıkar Ahmet Yasin olur. Düşmanın rüyalarına giren.

 

Öğrenci isen ve girdiğin ders hangi ders olursa olsun meseleyi dönüp dolaştırıp Kudüs’e getirebilirsin. Matematik dersinde Kudüs’te kılınan namazın sevabına getirebilirsin konuyu mesela. Coğrafya dersinde Kudüs’te yetişen zeytinin önemine getirebilirsin ansızın. Tarih dersinde Haçlı zihniyetinin altını kalın harflerle çizebilirsin. Okul koridorlarını Kudüs maketleri ile donatabilirisin mesela... Arkadaş ortamının en nazenin konusu yapabilirsin Mescidi Aksa’yı. Sonra bu ortamdan biri çıkar Ebu Ubeyde olur.

 

Sosyal medyayı iyi kullanan biri olabilirsin. Bu yeteneğin diğer özelliklerini bastırıyor olabilir. Kudüs’ü 7/24/365 her gündemin baş köşesinde tutabilirsin. Titi, Ritwit yapabilirsin mesela… Kendi adınla yetmezse sahte hesapla ver mücadeleni... Esen rüzgârından, uçan kuşundan haberdar edersin Kudüs’ün… Merkezi ol Kudüs’le ilgili haberlerin… Kudüs’le ilgili malumatın başkenti ol. Buradan beslenen biri çıkar Abdullah Bergusi olur. Davanın yaşayan şehidi.

 

Son söz; Kudüs’ün kurtuluşu için ayağa kalk… Ve kimse olma, kendin ol... Biri çıkar Selahaddin olur.












 

Bu yazı toplam 280 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Genç Diriliş Dergisi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.