BEYTÜL MAKDİS ÜZERİNE BİR TAKIM YAZILAR / Köşe Yazısı - Muhammed Polat

8.05.2025 20:15:58
Muhammed Polat

Muhammed Polat

 

İslam dünyasının en kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksa denince aklımıza ilk olarak Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) Miraç'a yükseldiği kutsal mekan veya altın kaplamalı o sarı kubbe ya da kurşun rengindeki kubbe geliyor değil mi? Lakin Mescid-i Aksa bunlarla sınırlı değildir. Hatta bunlar Mescid-i Aksa'nın sadece birer parçasıdır.

 

Öncelikle bir yerin mescit sayılabilmesi için bazı şartları taşıyor olması gerekir. Bunlar şu 3 maddede sınıflandırılabilir:

 

1.Yer (ard, mekan)

2.Sınır (hudut)

3.Kıble

 

Bu üç maddeyi barındıran bir mekan mescit olarak kullanılabilir. Yani bir minaresi, bir minberi bir kubbesi olmasa bile yukarıdaki üç maddeyi içerisinde barındıran bir yer mescit olarak kullanılabilir.

Mescid-i Aksa ise bu 3 durumu sağlamaktadır.

 

1.Bir yere sahiptir. Mescid-i Aksa, Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinin güneydoğusunda, Harem-i Şerif olarak bilinen büyük bir alan üzerinde yer alır.

2.Sınırları bellidir, kendi hûdu vardır. 144 dönümlük bir bölgeyi kapsar.

3.Ve kıblesi vardır, zaten kendisi bizim ilk kıblemizdir. Bunun yanında sonraki zamanlarda kıble, Mescid-i Haram (Kabe) olunca 15 derecelik ufak bir sapma ile yönü Kabe'ye dönüktür. (Bu da Allah'ın hikmetlerinden bir tanesidir.)

 

Mescid-i Aksa'nın isimleri: Yeryüzündeki 2. mescit olan Mescid-i Aksa'nın en bilindik 3 ismi vardır.

 

1."Mescid-i Aksa" olarak ayette geçmektedir (İsra suresi 1. Ayet).

2."Beytül Makdis" (Hadislerde geçmektedir).

3."Beytül Mukaddes", (Meşhur Arap şiirlerinde geçer).

 

Mescid-i Aksa'nın yapısı:

Mescid-i Aksa, yukarıda da belirttiğimiz gibi 144 dönümlük alanı kapsar yani sadece Kubbet'üs Sahra'yı Mescid-i Aksa olarak adlandıramayız. Bu 144 bin metrekarelik sınırın içerisinde aynı anda 500.000 kişi (yarım milyon insan) bulunabilir. Bu alanın içerisinde 600'den fazla zeytin ağacı ve 200'den fazla tarihi eser bulunmaktadır. Mescid-i Aksa'nın sınırları ne tam karedir ne de tam dikdörtgendir. Kendine has bir yapısı vardır.

 

Mescid-i Aksa'nın topoğrafyası:

Mescid-i Aksa'nın topoğrafyasını anlamak için üç şehri ve üç mescidi karşılaştırmakta fayda vardır. Bunlar Mekke'de bulunan Mescid-i Haram, Medine'de bulunan Mescid-i Nebevi ve Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'dır. Mekke, bilindiği üzere yüksek dağlara ve derin vadilere sahip çetin bir bölgedir. Kabe ise bu engebeli bölgede zorlu dağların merkezindeki bir vadide bulunuyor. Kabe, bu vadide tümsek bir alanda kalıyor.

Medine ise şehir olarak düz bir yapıya sahiptir. Genel olarak Medine'nin dağlarına konut yapılmaz şehir düz ve geniş bir bölgeye sahiptir.

Mescid-i Nebevi de böyle düz bir alandadır. Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Kudüs şehrinde ise şehrin yapısının bu her iki şehrin arasında bir yapıya sahip olduğu görülür. Şehir, coğrafi olarak ne düzdür ne de tamamen dağlıktır. Genellikle tepeleri olan bir şehirdir ve Mescid-i Aksa ise bu tepelerden birinin üzerindedir.

 

Mescid-i Aksa'nın yapıları:

 

Kubbet'üs Sahra: Mescid-i Aksa'nın tam kalbinde bulunan bu altın kaplı kubbeli yapı 8 köşelidir. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) buranın içinde bulunan bir taşın üzerinden İsra-Miraç olayına çıktığı zikredilmektedir. Yahudiler için ise burası "Kutsal Tapınak"ın yıkıldığı yer olarak kabul edilmektedir.

 

Silsile Kubbesi: Emeviler döneminde Mescid-i Aksa'nın (ki Mescidi Aksa ne tam karedir ne de tam dikdörtgen) tam orta noktası belirlenmiştir. Hemen Kubbet'üs Sahra'nın yanına yapılan bu yer Kubbet'üs Sahra'nın bir prototipi niteliğindedir. Yapılışı 7 yıl süren Kubbetüs Sahra'nın inşası Hicri 72 yılında tamamlanmıştır. Silsile Kubbesi ise daha öncesinde inşa edilmiştir. Yaklaşık olarak hicri 60'lı yıllar. Yani Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) vefatından yaklaşık 50 sene sonra. Bu da bizlere Müslümanların tarihte mimarî alanda ne kadar hızlı ve çabuk geliştiğini bizlere göstermektedir.

 

Kıble Mescidi: Kurşun rengindeki kubbesi olan bu yapı, imamın hutbeyi vermesi ve namazları kıldırması için yapılmış bir bölümdür. Kurşun kubbeye sahip bu yapıya Kubbet'üs Sahra'nın güneyinde ve kıble yönünde kaldığı için "Kıble Mescidi" denmektedir. Burada Cuma günleri erkekler namaz kılar ve imam hutbeyi buradan verir.

 

 Bugün, Mescid-i Aksa sadece Müslümanlar için değil tüm insanlık için ortak bir miras niteliğindedir. Tarih boyunca farklı kültürlerin izlerini taşıyan bu kutsal alan, bir arada yaşamanın bir sembolü olmalı ve onu korumak ve gelecek nesillere emanet bırakmak hepimizin asli görevlerinden biri olmalıdır. Belki bir gün Mescid-i Aksa, çatışmaların değil, huzurun ve barışın hüküm sürdüğü bir dünya düzenine tanıklık edecektir. Şimdi bu kutsal mekana ve onun taşıdığı değerlere sahip çıkmak tüm insanlık için asil bir sorumluluk olmalıdır.

 

Bu yazı toplam 1125 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Genç Diriliş Dergisi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.