SİYONİZM VE KÖKENİ / Köşe Yazısı - Firdevs Berfin Akgül

16.10.2024 19:46:40
Firdevs Berfin Akgül

Firdevs Berfin Akgül

 Siyonizm, İbranicedeki Siyon sözcüğünden türemiştir. İsmin kökeni Kudüs yakınlarında bulunan Siyon Dağına veya Siyon Kalesine dayandırılmaktadır fakat daha sonra bu terim Ahd-î Atik'te Hz. Davut tarafından fethedilip krallığın merkezi yapılan Kudüs şehrinin tamamı için kullanılmıştır. Siyon kelimesine dayanan Siyonizm, Tevrat'ta bahsi geçen ve İbranice "Eretz Yisra El (İsrail Diyarı)" adıyla anılan günümüzde Filistin sınırları içerisinde kalan topraklarda bağımsız ve demokratik bir Yahudi devleti kurma amacı taşıyan ideolojik ve siyasi bir görüşü ifade eder.

Siyonizm kelimesi modern anlamda ilk kez 19. yy'ın son çeyreğinde bir Rus Yahudisi olan Nathan Birnbaum tarafından siyasal literatüre konulsa da politik anlamda Siyonizm'in kurucusu Theodor Herzl'dir.

 

Herzl'i Yahudi davasına eğilmeye ve Yahudilere ait bir devlet fikrini işlediği Der Judenstaat (1896) isimli kitabı yazmaya sevk eden olay Paris'te bir Yahudi yüzbaşının muhabir sıfatıyla casusluk suçlamasıyla yargılanıp mahkûm edildiği Dreyfuss Davası'dır.

 

Bu dava ile beraber Herlz, Yahudilerin genellikle dışlanmış azınlıklar olarak yaşadığını belirtmiş ve bahsi geçen kitabı kaleme almıştır. Bu kitap farklı Yahudi kesimleri arasında eleştirilse de çoğu Yahudi Herzl'in bu görüşünü onaylamış ve kutsal topraklara dönüşü işaret etmişlerdir.

 

19. yüzyılın sonlarında Doğu Avrupa Yahudileri içinde ortaya çıkan daha sonra dünya Yahudileri arasında hızla yayılan Siyonizm'in asıl ortaya çıkış noktası 1800'lü yılların ortalarında Yahudilere karşı Rusya'da başlatılan soykırım ve baskılar olmuştur. Fransız ihtilali ile beraber Dünya geneline yayılan eşitlik, adalet ve hürriyet kavramları azınlık durumunda yaşayan Yahudi halkları için de geçerli olsa da özellikle Çarlık Rusya'sının baskısı devam etmiştir.

 

Aynı zamanda Hristiyan toplum temelli çatışmalar da baş gösterince Dünya'nın farklı bölgelerinde çeşitli ülkelerin uyruğu altında yaşayan Yahudi halkı, Herzl'in Siyonizm görüşünü hızlı bir şekilde benimseyerek aynı zamanda kutsal sayılan Arz-ı Mevud'u (Yahudilik inancına göre Tanrı tarafından Yahudilere vaadedilen toprak parçası) gerçekleştirmek için göç yoluyla Filistin'e ilk temelli ve kurumsal hareketi başlatmışlardır. Hibbat Siyon adlı grup da Filistin'e yapılacak olan göç hareketlerinde önemli rol oynayan gruplardan biridir.

 

Bu kurumsallaşma kapsamında Herlz tarafından 29 Ağustos 1897 yılında Dünya Siyonist Teşkilatı kurulmuştur. İlk kez Basel'de toplanan bu grup resmi hareketini şöyle çizdi:

 

"Siyonizm, Yahudi halkı için Filistin'de kamu hukukunun güvence altında bir yurt kurulmasını amaçlamaktadır. Bunun için kongre Yahudi çiftçi, esnaf ve tüccarının anlamlı bir şekilde yerleştirilmesine, her ülkenin yöresel yasalarına uygun biçimde Musevilerin birleştirilmesi ve örgütlenmesine, Yahudi ulusal duygularının ve bilincinin kuvvetlendirilmesine, siyonizmin amacına erişebilme yolunda ilgili hükümetlerin onayını almak için hazırlık çalışmalarına girişilmesine karar vermiştir."

 

Herzl'in hatıratında bu kongre ile ilgili söyledikleri önemlidir:

 

"Ben Basel'de Yahudi Devletini tesis ettim. Bunu bugün yüksek sesle söylesem dünyada kahkaha tufanı kopar fakat bundan beş sene belki elli sene sonra muhakkak herkes bunun böyle olduğunu anlayacaktır."

 

Dünya Siyonist Teşkilatı kapsayıcı kurumsal yapısı ve düzenli kongreleri yoluyla Filistin'e sürekli göçü düzenleme ve siyasi, iktisadi, yerleşimci faaliyetleri yürütme yolunda en temel organ olma niteliğini o günden itibaren korumuştur. Tabi Filistin'e yapılan bu göç hareketleri birden olmamıştır. Bu göçler belli aralıklarla gerçekleştirilmiştir.

 

Fakat en fazla göç 1932-1938 yılları arasında 215.000 kişinin göç etmesiyle gerçekleşmiştir. Amaçları sadece yerleşmek olmayan bu soykırımcı milletin asıl amacı orada bir İsrail devleti kurmak ve Filistin halkı ile beraber Arap nüfusunu tamamen yok etmek olmuştur. Emellerini ise İngiltere'nin Filistin üzerindeki Manda yönetimini sona erdirmesiyle beraber 1948 yılında gerçekleştirmeye başlamışlardır.

 

Filistin'e göç edip yerleşme konusunda sadece Yahudiler değil aynı zamanda günümüz Batı devletleri de (başta İngiltere ve ABD olmak üzere) çeşitli bildiriler yayınlayarak ve imzalayarak Yahudi Milliyetçilerine destek çıkmışlardır. En önemli bildirilerden biri de Balfour Deklarasyonu (Bildirisi)'dur. İngiliz Dışişleri bakanı Balfour 2 Kasım 1917'de Siyonist lider Lord Rotshchil'e bir mektup göndermiş ve bu mektubunda "İngiltere'nin Filistin'de bir Yahudi Devleti kurulması için tüm imkânlarını kullanacağını bildirmiştir. Bu bildiriyi 21 Eylül 1922'de ABD'de kabul etmiş ve "ABD, Filistin'de Yahudilere Milli yurt kurulmasına taraftarıdır." ifadeleri ile bu bildiriyi kanun önünde imzalamıştır.

 

21. yy'da da Yahudi halkı soykırımcı, sömürgeci ve Siyonist faaliyetlerini artan şiddetiyle devam ettirmektedir. 7 Ekim'den bu yana Filistinli Müslüman halka yaşatmış olduğu zulüm ve baskı ortadadır. Fakat İsra süresi 81. ayette şöyle buyrulur:

 

"De ki: Hak geldi bâtıl zail oldu. Hiç şüphesiz bâtıl sürekli yok olucudur çünkü hak gelince bâtıl batacak güneş doğunca karanlık kaybolacaktır."

 

Dua ile...

Bu yazı toplam 160 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları

İMSAKGÜNEŞÖĞLEİKİNDİAKŞAMYATSI
04:2205:4411:4514:5817:3418:49

Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Genç Diriliş Dergisi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.